23.12.2009

Bu İşletim Sistemlerini Hiç Duydunuz mu?

Dün  shiftdelete'de gezerken birçok şeyle karşılaştım. Benim ilgimi çeken ise işletim sistemleri idi. Adı sanı hiç duyulmamış ya da popularitesini kaybetmiş işletim sistemleri. Enteresan geldi ve okudum. Bayağı bir ilgimi çekti. Paylaşmak istedim. Bilmeyenler için hatırlatmak isterim. Bu piyasa sadece Microsoft,Linux ya da Mac 'tan ibaret değil...

Bunlardan ilki ReactOS:
ReactOS
ReactOS'un amacı, Windows işletim sistemlerini açık kaynak kodlu bir platformda çalıştırmak. Şu haliyle Linux ortamında çalışan bir Windows işletim sistemi gibi geliyor olabilir. İşin aslı çok da yanlış bir söylem değil bu.ReactOS'un geliştiricilerinin amacı, Windows 95 işletim sistemini açık kaynak platformuna taşımaktı. FreeWin95 adıyla bilinen ReactOs, Steve Ballmer tarafından da bir dönem ilgiyle takip edilmişti.

21.12.2009

C Programlama Dili'nin Temel Yapısı

Bir C programı iki temel bölümden oluşur. Ön işlemci direktifleri ve  ana fonksiyon.
Önişlemci direktifleri # işareti ile başlar ve program derlenmeden önce C önişlemcisi tarafından çalıştırılır. Herbir önişlemci direktifinin farklı bir görevi vardır. En çok kullanılan iki direktif  #include ve #define ' dır. C programlama dilinde belirli amaçları yapan program parçaları C'nin temel yapısı içinde yer almaz. Bu nedenle program içinde kullanılan fonksiyonların kendilerinin ya da özet bilgilerinin yer aldığı dosyalar #include direktifi kullanılarak programa dahil edilir.

Örneğin printf( ) fonksiyonunun özet bilgisi stdio.h isimli bir header dosyasının içinde saklıdır. Bir programda printf() fonksiyonunu kullanacaksanız, bunu #include ile programın başında dahil etmeniz gerekmektedir. Aksi halde printf() fonksiyonu kullanılamaz. Nasıl yapacağım derseniz eğer programın en başına #include  yazarak bunu halledebilirsiniz. .h şeklinde olan dosyalar başlık (header) dosyalarıdır.

Go Programlama Dili


Bir arama motoru olarak girdiği bu aleme, son iki yılda yaptığı yatırımlarla dikkatleri üzerine çekmeyi başarıyor bu google mensupları.  Hele son iki yıldır yaptığı ataklarla adından sıkça söz ettirdi. GWT, Android, Chrome vs. Adamları resmen tebrik etmek gerekir bence; çünkü sıfırdan başladıkları bu yolda çok kısa sürede zirveye oynamaya başladılar. Son bombalarından biri de kendi programlama dillerini yapmaları oldu ve adına da The Go dediler. Ayrıntıları buradan kendi ağızlarından da okuyabilirsiniz. Bense burada az biraz size bilgi vermeye çalışacağım. Go dili, açık kaynak kodlu bir dildir. C,C++ ve python dili harmanlanarak oluşturulmuştur. C ve C++ dillerinin performans ve güvenlik özelliklerinin yanında python dilinin de hızını bünyesinde birleştirerek hızlı ve sağlam bir sistem programlama dili geliştirilmiş. Depolama sistemleri, web sunucuları ve veritabanı gibi alanlarda uygulama geliştirmeyi sağlayacak olan Go programlama dili yapılacak olan katkılarla diğer alanlarda da kullanılabilir hale getirilecek deniliyor. Tabi şunu unutmadan söylemeliyim Go şu anda deney aşamasında.

13.12.2009

Ping Atmak Ne Demektir

Ping, ağ üzerinde bulunan bilgisayarların ulaşılabilirliğini test etmek için ICMP (Internet Control Message Protocol) protokolünü kullanan bir uygulamadır. Yani diyelim bir A bilgisayarından gönderilen paketler hedefteki diğer bir B bilgisayarında alınıp işlenebiliyor ise B bilgisayarı, A bilgisayarını görüp ulaşabiliyor demektir. Kısaca pink, iki aygıt arasındaki bağlantıyı test eder diyebiliriz. Bir makinenin aktif olup olmadığını test etmek için kullanılır. Kendisi bir windows komutudur ve çalıştırmak için öncelikle Windows XP ve 2000 makinalarında Başlat-Çalıştır-cmd yazıp enter'a basın. Diğer işletim sistemlerinde Başlat-Çalıştır-command yazmak gerekiyor. Çıkan siyah Command Prompt Ekranında ping yazıp makina IP numarasını yazarsanız o IP numaralı makinanın aktif durumda olup olmadığını anlayabilirsiniz.Aynı zamanda IP yerine domain yazılarak da yapılabilir. Örneğin yukarıdaki komutları verdikten sonra siyah ekrana "ping ufuklardan.blogspot.com" yazarsanız ekran çıktısı aşağıdaki gibi olacaktır.Eğer böyle bir çıktı gelmiyorsa ağınızda paket kayıpları var demektir.

11.12.2009

C Diline Kısa Bir Başlangıç


Bilgisayar, diğer bütün teknolojik aletler gibi hayatımızı kolaylaştıran bir aygıttır. İçinde bin türlü şeyler var anlatsam roman olur. Herkesin bildiği gibi iki temel unsurdan oluşur kendileri. Yazılım ve donanım. Donanıma, bilgisayarın dışından görülebilen kısmıdır dersek yanlış olmaz. Ama sadece donanım yeterli değil elbette bilgisayarın çalışması için. Donanıma eklenmiş ya da başka bir tabir ile gömülmüş yazılımlar olmadan bilgisayar çalışmaz. Yazılım dediğimiz merete de bilgisayarın donanım dediğimiz parçaları arasındaki kordinasyonu sağlayan şeylerdir denilebilir.

Bilgisayar,kabaca söylemek gerekirse verilen bilgiyi alan, işleyen ve sonucu da bize gösteren bir aygıttır. Hiçbir bilgisayar (başta donanım olmadan tabi) yazılımsız çalışmaz. Normal bir kullanıcı için yazılım pek bir şey ifade etmez; ama biz programcılar için çok şeydir. İşte C dilini de bunun için öğrenmemiz gerekli. Sadece C yeterli değil; fakat başlangıç olarak güzel olur diye düşünüyorum.

C Nasıl bir Programlama Dilidir?


C orta seviyeli bir programlama dilidir. Yapısal diğer programlama dillerine göre C dilinin seviyesi daha düşüktür. C dili hem yüksek seviyeli dillerin, kontrol deyimleri, veri yapıları gibi avantajlarını bünyesinde barındırıyor, aynı zamanda bitsel operatörler gibi makine kodu deyimlerini yansıtan operatörlerlere sahip. Bu yüzden en çok tercih edilen dillerden biridir.
C bir sistem programlama dilidir. Yani donanımın yönetilmesi, kontrolü ve denetimi için yazılan, doğrudan donanımla ilişkiye giren programlara hitap eder. Örneğin, işletim sistemleri, derleyiciler, yorumlayıcılar, aygıt sürücüleri (device drivers), bilgisayarların iletişimine ilişkin programlar, otomasyon programları, sistem programlarıdır. Diğer uygulama programlarına destek veren yazılımlar da çoğunlukla sistem programları olarak ele alınırlar.
Bugün cep telefonlarından, uçaklara kadar her yerde C kodları çalışmaktadır. Örneğin Boeing uçaklarında 100.000 satırdan fazla C kodu çalıştığı bilinmektedir.

27.11.2009

Pardusa Ndiswrapper ile Airties WUS 300 USB Kablosuz Ağ Kartı Kurulumu

Ben bir pardus kullanıcısıyım. Dünyada windows çok fazla kullanıldığı için tabiki de Microsoft firması bir çok üretici firma ile anlaşmalı. Tabi bu zaman zaman sorunları da beraberinde getirmiyor değil. Yani biz Linux tabanlı işletim sistemi kullananlar için. Fakat böyle zor durumlarda çareler tükenmez, yani çare aramayan dermanını bulamaz:)

Benim de "AirTies WUS300" adaptörüm var ve Pardusa ya da başka bir deyiş ile GNU/Linuxa ait bir sürücüsü yok. Eee böyle durumlarda çare tükenir mi? Adamlar yazmış bir ara program ve bu sürücü olayını çözmüşler.

Bunun için "ndiswrapper" diye bir program gerekli. Nedir bu ndiswrapper derseniz: GNU/Linux altında sürücüleri bulunmayan kablosuz ağ kartlarının Windows sürücülerinin içindeki ."inf" dosyasından yararlanarak bu bu kablosuz ağ kartlarını GNU/Linux üzerinde kullanabilmemizi sağlayan bence harika bir program. Her neyse, işe ilk olarak GNU/Linux dağıtımları arasında sürücüsü olmayan bu adaptörün Windows sürücüsünü indirerek başlıyoruz. İndirdikten sonra dosyayı çıkartıp içinde TUSB1150.inf olan dosyayı bulup ardından F4 tuşuna basıyoruz (KDE 4.x.x.x-Dolphin dosya yöneticisini kullananlar için). Eğer bunu yaparsanız ekranın altında küçük siyah bir terminal ekranı açılacaktır. Hemen ardında su ile yönetici olup (bilmeyenler için ya da yeni başlayanlar için su yazınca size yönetici (root) şifrenizi soracaktır siz oraya şifrenizi girin ve enter tuşuna basın) altına;

29.10.2009

Atatürk'ün Cumhuriyet ile ilgili söyledikleri



Atatürk’ün cumhuriyetle ilgili sözleri


-Türkiye devletinin şekl-i hükûmeti cumhuriyettir.

-Türk milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir. (1924)

-Cumhuriyet rejimi demek, demokrasi sistemiyle devlet şekli demektir. (1933)

-Cumhuriyet, yüksek ahlaki değer ve niteliklere dayanan bir idaredir. Cumhuriyet fazilettir. (1925)

-Bugünkü hükümetimizin, devlet teşkilatımızın doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilatıdır ki onun adı Cumhuriyettir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir. (1925)

-Türk Milletinin tabiatına ve geleneklerine en uygun olan yönetim, cumhuriyet yönetimidir

29 Ekim Bugün

Evet bugün 29 Ekimmiş, bayrammış bugün. O kadar uzun olmuş ki insanların bayram kelimesini lügatlarından çıkaralı. Bugün neler yapılacak? Çeşitli kutlamalar, ATA'yı ziyaret, İstiklal Marşları okunacak bugün. Çeşitli sloganlar atılacak yine Cumhuriyet ile ilgili. Çeşitli grupların siyasi düellosuna dönüşecek bugün. Gazeteler bugün ekleriyle coşacaklar. Her köşe yazarı güzel bir şey yazacak, belki bir anısını anlatacak belki de geçmişte yaşanmış bir olayı anlatacak yazılarında. Ama gerçek olan şu ki birçok insan evlerinden dışarıya bile çıkmayacak. Birçok insan kutlamayacak bugünü. İstiklal Marşı'mızı bile okumayacaklar. Sanki sıradan bir günmüş gibi olacak onlar için. Benim asıl merak ettiğim husus ise budur. İnsanımıza bayram yapmayı bile unutturmuşsak, yani bugünü bile unutturmuşsak? O zaman kim suçlu? Kim verecek bunun hesabını? Ben cevaplayamıyorum. Yani orjinal bir şey bulamıyorum olağan cevaplardan başka. Tarihimizi bile bilmekten birçoğumuz aciziz.Bence biz kendi kendimize yazık ettik ve bundan haberimiz bile yok..

15.10.2009

GİZLİ YÜZ

"Yıllar önce çalışkan bir adam, ailesini avantajlı bir iş imkanı sağlamak için New York' tan Avustralya' ya götürdü. Adamın ailesinden biri, sirke trapez artisti olarak katılmak veya aktör olmak tutkusu olan genç ve yakışıklı oğluydu. Bu genç adam zamanı bir sirk işi ya da herhangi bir sahne işi gelene kadar kasabanın sınırındaki batı bölümünde yerel bir tersanede çalışarak geçirdi.
Bir akşam işten eve gelirken onu soymak isteyen beş haydut tarafından saldırıya uğradı. Genç adam, parasından vazgeçmek yerine onlara karşı koydu. Bununla birlikte onu kolayca alt ettiler ve onu feci şekilde dövmeyi sürdürdüler. Botlarıyla yüzünü parçaladılar ve tekmelediler, vücuduna acımasızca vurdular ve onu ölüme terkettiler. Aslında polisler, ou yolda uzanmış bir şekilde bulduklarında onun öldüğünü sanmışlardı.
Morg yolunda, polislerden biri adamın zorlukla nefes aldığını duydu ve onu hemen hastanedeki acil bölümüne götürdüler. Acil bölümünde yatarken, bir hemşire korku içinde bu genç adamın uzun süre bir yüze sahip olamayacağını fark etti. Göz yuvaları parçalanmış, kafatası, bacakları ve kolları kırılmış, burnu askıda kalmış, bütün dişleri kırılmış ve çenesi hemen hemen kafasından ayrılmıştı. Yaşama imkanı az olmasına rağmen bir yıla yakın zamanını hastanede geçirmişti. Sonunda hastaneden ayrıldığında vücudu iyileşmişti. Fakat yüzü bakılmayacak kadar biçimsiz ve iğrençti. Artık herkesin imrenerek baktığı genç ve yakışıklı adam değildi. Genç adam yeniden iş aramaya başladığında herkes tarafından geri çevrildi. Bir işveren ona sirkte yüzü olmayan adam adında tuhaf bir şov önerdi ve bir süre bu işi yaptı. Bu olanlar boyunca o hala herkes tarafından reddediliyor, işyerinde hiç kimse onunla görüşmek istemiyordu. Genç adam intiharı düşünmüştü. Bütün bunlar beş yılda gerçekleşmişti. Bir gün kiliseye uğradı ve bir teselli aradı. Kiliseye giderken onu kilisenin sırasında diz çökmüş hıçkıra hıçkıra ağlarken gören bir rahiple karşılaştı. Rahip ona acıdı ve onu uzun uzadıya konuştukları odasına götürdü. Rahip büyük ölçüde etkilenmişti. O' nun yaşamını ve gururunu tekrar kazanabilmesi için elinden gelen herşeyi yapabileceğinin mümkün olduğunu söyledi. Ama genç adam iyi bir Katolik olabileceğine söz verecek ve olacaktı. Genç adam hergün kiliseye gidiyor ve ibadet ediyordu. Ve Allah' a onun hayatını bağışladığı için dua ettikten sonra beyin huzurunu sağlamasını istiyor ve onun gözünde iyi bir insan olması için şükran duasını ediyordu.
Rahip kişisel ilişkileri sayesinde Avustralya' daki en iyi plastik cerrahla görüştü. Genç adam hiçbir ücret ödemeyecekti; çünkü doktor rahibin en yakın arkadaşıydı.
Doktor genç adamdan çok etkilenmişti. Onun hayata bakış açısı tüm kötü tecrübelerine karşı mizah ve sevgi doluydu. Cerrah harika bir başardı. En iyi yüz ameliyatını onun için yaptı. Genç adam Allah' a söz verdiği herşeyi yerine getirdi. Allah' da ona harika ve çok güzel bir eş, yedi çocuk ve ileride kariyer için düşündüğü iş hayatındaki başarıyla ödüllendirdi.


Bu genç adam, MEL GIBSON idi.. "



-Alıntı - (Hakan Büyükdere / Büyük Düşün, Küçük Adımlarla Başla)

9.10.2009

Neden Pardus

İnsanlar neden pardus kullanırlar hiç düşündünüz mü? Standart olan daha güvenli ya da milli olması ya da ne bileyim özgür olması vs gibi klasik nedenlerin dışına çıkamadığınız oldu mu? Açıkçası bende bunları kendime söylerken ve linux üzerine bir araştırma yaparken
İsmail Demiral'ında yardımı ile pardus-eDergi.org sitesine ulaştım. Burada pardus ya da Türk işletim sistemi sevdalılarının dergilerinde yazdığı yazıyı okudum ve sizlerle paylaşmak istedim. Sanırım Neden Pardus sorusuna en iyi onlar cevap vermişler kendi dergilerinde..

Neden Pardus?
Pardus Kullanın, Çünkü Pardus ...

... Özgürdür Lisansı sizi kısıtlamaz, üreticiyi sizden korumak için değil sizin haklarınızı korumak için tasarlanmıştır.

... Türkçe sever Çekinmeden Türk alfabesinin tüm harflerini kullanabilirsiniz. Yazım ve sözlük denetimi yapar, sizi güzel bir Türkçe kullanmaya teşvik eder.

... Virüslere geçit vermez İnternet'ten gelen her dosyayı kontrolden geçirmekle, ya da virüs bulaşmış bilgisayarınızı temizlemekle zaman kaybetmezsiniz.

30.08.2009

30 AĞUSTOS

-ZAFER BAYRAMI-

Zafer Türküsü

Yaşamaz ölümü göze almayan,
Zafer göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayanın,
Gözyaşı boşana boşana gider.

Kazanmak istersen sen de zaferi,
Gürleyen sesinle doldur gökleri.
Zafer dedikleri kahraman peri,
Susandan kaçar da coşana gider.

Bu yolda herkes bir, ey delikanlı!
Diriler şerefli, ölüler şanlı.
Yurt için dövüşen başı dumanlı,
Her zaman bu şandan, o şana gider.

Faruk Nafiz ÇAMLIBEL

28.08.2009

Yahu Nedir Bu Twitter-1

Son zamanlarda birçok yerde twitter ismini ya okuyorum ya da görüyorum. Uzun süreli bir direnmeden sonra neymiş, neyin nesiymiş dedim ve araştırdım.Beni pek fazla sarmadı ama saran ülkeleri fena halde dağıtmış olduğu da bir gerçek..

Öncelikle "twitter nedir?" ile başlayalım. Efendim twitter bir nevi bildiğimiz msn. Ama farkı olacak ki adamlar çıkarmışlar, bende burada yazıyorum.Twitter; o an başımızdan geçen bir olayı,duyurmak istediğimiz bir haberi, bir kampanyayı ya da o an ki ruh halimizi anlık bir ileti gibi yazmaya olanak sağlar. Yani "Şu an ne yapıyorum?" sorusunu kendinize sormanızı ve cevabınızı dilerseniz de yazmanızı ister(Zaten yazmanız için yapılmış).Biraz ters olan bir yanı var o da karakter sayısı 140'ı geçmeyecek. Bunu da saymazsak arkadaşlarınızla ya da istediğiniz insanlarla 140 karakteri geçmeyecek şekilde sohbet de edebilirsiniz.

Peki Twitter'ı nasıl kullanırım? Bir diğer soru da bu.İlk olarak işe twitter.com 'a girip hesap açmak ile başlıyorsunuz. Zaten "Sign up now" dediğiniz anda hesabınız olmadığı için hemen birkaç satırlık hesap açma tablosu geliyor karşınıza. Buradan gerekli verilerinizi girip "create my account" dediğinizde artık bir twitter hesabı sahibisiniz.Gerçekten çok kolay bir işlem. Ardından dilerseniz "Anasayfa" ya tıklayıp "what are you doing" kısmına yazmak istediğinizi yazabilirsiniz.Gerçi şu an twitter dan hesap aldığınız için hesap alıyorum diyeceksiniz:).Ondan sonra ise "update" butanuna basarak yazdığınızı diğer kullanıcıların görüşlerine sunarsınız.
Şimdilik bu kadar..

27.08.2009

-SELAM-

Herkese selam
Bu benim ilk yazım ve biraz da heyecanlıyım desem sanırım yanlış olmaz.Uzunca bir süredir web sitesi hazırlama düşüncesindeydim ama bir türlü gerçekleştiremedim bu hayalimi.Neyse bu yazıyla en azından sanal aleme girme çabasındayım.Elimden geldigince yazmaya önce kendimi sonra da bu blogumu okuyanları bilgilendirmeye çalışacağım.Hemen her konuda yazmayı düşünüyorum.Şimdilik hoşça kalın..