25.01.2010

İnternette Türk izleri -yobombo-

Dünya üzerinde yaklaşık 1.6 milyar internet kullanıyor. Bu internetin kullanılma oranının çoğunluğunu da sosyal ağ siteleri oluşturuyor. Bundan yola çıkarak Türk internet yazılımcılarının geliştirmiş olduğu anlık çeviri sistemiyle milyonlarca insan dil problemi olmadan birbirleriyle iletişim kurabilecekmiş. Sunduğu uluslararası platformda chat yapma olanağı sağlayan yobombo adlı yazılım, yazılanları anında karşıdaki kişinin anadiline çeviren özelliği ile dünyada bir ilk olma özelliği taşıyor. Yani birazcık açacak olursak adamların yaptığı şey şu: ben Türkiye'deyim ve karşımdaki kişi de Çin'de. Ben Çince bilmiyorum ve muhtemelen  karşımdaki çinli de Türkçe bilmiyor. Tesadüfe bakın ikimiz İngilizce de bilmiyoruz. Bu ve bu gibi durumlarda insanların birbirleri ile yazışmaları, kaynaşmaları ve konuşmaları çok zor ve içinden çıkılmaz bir hal alır değil mi? İşte iki Türk yazılımcının da yaptıkları şey bu! Ben buradan Türkçe yazıyorum ve çeviri kutumdan da karşımdaki insanın konuştuğu ya da anlayacağı dili seçiyorum. Karşımdaki Çinli de benim yazdığımı  Çince olarak görebiliyor. Böylelikle onunla daha güzel bir iletişim kurabiliyorum. Üstelik hiç yabancı dil bilgisine gerek kalmadan. Yobombo.com internet adresiyle ulaşılabilen sistem Türkiye'de fazla tanınmıyor; ama genel olarak baktığımızda 400 bini aşkın kullanıcısının olduğunu görüyoruz.

Yapımı ve alt yapı çalışmaları da üç yılı bulmuş, e tabi kolay olmasa gerek. Söylediklerini tam olarak karşındakine anlatmanın zorluğu vs gibi birçok sorunlarla baş etmiş gibi görünüyorlar. Ha şunu da eklemeden geçemeyeceğim site çok geç açılıyor (ya da bende sorun var diyeceğim ama sanmıyorum internet kafede de aynı sorunla karşılaştım ve genel kanaatim durumun böyle olduğu)  ve beklemekten sıkılabilirsiniz hatta keşke 3.5 yıl çalışsalardı da biraz daha hızlı girseydi diyebillirsiniz? Mesela ben beklemekten sıkılıyorum. Üstelik tam bağlantı hatası vereceğini düşündüğüm zamanda site açılıyor. Yani şunu demek istiyorum: bu tarz  şeylere ilginiz varsa bekleyin derim. Çünkü muhtemelen zamanınız da vardır :)

11.01.2010

ÇARESİZLİK PSİKOLOJİSİ

Hiç trafik kazası atlattın mı veya hiç ölümle burun buruna geldin mi sen? Hiç ölümün o korkunç nefesini ensende hissettin mi? Hani soğuk sular boşalır, birden boğazın düğümlenir, hani için kalkar birden, tuhaf olursun. Hiç böyle bir şey yaşadın mı? Ölüm korkusu insana, hayatını birkaç saniye içinde bir film şeridi şeklinde izleme fırsatı verir. Ölüm korkusuyla tıpkı o film sahnelerinde olduğu gibi, tüm hayatın bir şerit halinde gözlerinin önünden geçer. Toplam kaza anı beş saniye olmasına rağmen, otuz dakikada zor anlatacağın kadar çok şey düşünmüş olmanı neye bağlıyorsun? ÇARESİZLİK PSİKOLOJİSİ...

Ölüm korkusu yaşayan insanlar inanılmaz yorulurlar. Fakat yorgunluktan çok, yaşadıkları duyguya korku derler. O iş öyle değil! Bir anda halsiz düşmene korkun değil, beynini zorlaman sebep olmuştur. Günde sekiz saat çalışan bir insanın, on altı saat çalıştığında yorulması gibi. Çaresiz insan, beynini alışıldık oranların dışında bir yüzdeyle kullanır. Mesela çaresiz zamanlarda öyle yalanlar söyleriz ki, şeytan bile maşallah der. O halde; kendini normal zamanlarda da çaresiz hissedebilirsen, beynini sürekli yüksek oranda kullanırsın. Kısa bir zaman sonra söz konusu yüzdeye alışan beyin, sen özel bir çaba sarf etsen de etmesen de hızlı çalışır.Kendini çaresiz hissedip, zirveye çıkmak istiyorsan, her zaman tek çare olarak kendini gör. Birilerine güvenmek yerine, önce kendine güven. Bir karar vereceğin zaman elli insana danışıp kendine hiç danışmıyorsan sorun var demektir. Unutma! Çare sensin. O işi senden başkası çözemez. Haydi şimdi çözme de görelim. Çaresizlik adama ampul icat ettirir Atatürk’ün başarılı olmasının altındaki sır da esasında başarılı olma mecburiyetinde gizlidir. Yani bir çaresizlik söz konusudur. Tek çarenin kendisi olduğuna inanan Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nda inanılmaz bir deha sergilemiştir. Ulusal mücadelenin önderliğini yaparak mükemmel bir organizasyonu ortaya koymuştur. Yine İstanbul’un fethi sırasında havan topunun ve yürüyen kulelerin icadı da bir çaresizliğin akıl almaz ürünüdür. II. Dünya savaşında susuz çalışan motorun icadında da çaresizliğin gücü tüm çıplaklığıyla gözler önüne serilmiştir. Edison’un karanlıktan korkan bir adam olduğunu biliyor muydun? Edison karanlığı aydınlığa çevirebilecek tek insanın kendisi olduğuna inandı. Çaresizdi ve başarmak zorundaydı.. 


Biraz da kişisel gelişim...

2.01.2010

Minik Bir Hikaye

Az önce okuğum bir hikaye o kadar güzel geldi ki sizinle de paylaşmak istedim. Okuyunca umarım sizde  bir ders çıkarırsınız..

Arjantinli ünlü golfçü Robert de Vincenzo, yine bir turnuvayı kazanmış, ödülünü alıp kameralara poz vermiş ve kulüp binasına gidip oradan ayrılmak üzere hazırlanmıştı.

Bir süre sonra binadan çıkıp otoparktaki arabasına yürürken yanına bir kadın yaklaştı. Kadın, başarısını kutladıktan sonra ona çocuğunun çok hasta ve ölmek üzere olduğunu anlattı. Zavallı kadının hastane masraflarını ödemesi olanaksızdı.

Kadının anlattığı öykü de Vincenzo’yu çok etkilemişti, hemen cebinden bir kalem çıkarttı ve turnuvadan kazandığı paranın bir miktarını yazdı çek defterine. Çeki kadının eline sıkıştırırken de ona; "Umarım bebeğinin iyi günleri için harcarsın" dedi.

Ertesi hafta kulüpte öğle yemeği yerken, profesyonel golf derneğinin bir görevlisi yanına gelerek; "Otoparktaki görevli çocuklar geçen hafta turnuvayı kazandıktan sonra yanınıza bir kadının geldiğini ve onunla konuştuğunuzu söylediler bana" dedi. De Vincenzo, evet anlamında başını salladı. "evet" dedi.